Avrupada birinci olmak için avrupalı olmalıyız ama malesef biz asyalıyız
Genel itibari ile Türkiye'yi avrupa ile kıyaslama yanlışına giriyoruz. Hayvancılık refahı sürü yönetimi gibi temel konular da yarışabiliriz ama kaba yem konusunda yarışamayız. Kaba yem konusunda yarışamamızın sebebi aslında çografi konumumuz.
Ülkemizde kaba yem alışkalığı yavaş yavaş oturmaya başladı. Üreticilerimiz farklı türlerdeki otları ekiyor yada satın alarak hayvanlarına yediriyor. Ot olmadan et ve süt olmaz, yedirdiğimiz kesif yemin bile, ham maddesi ot dur.
Ülkemiz yarı çöl iklimine sahip dört mevsimi bir arada yaşayan ender ülkelerden biri.Avrupa cografyası'na baktıgımızda havanın serin ve yagmurlu geçmesinden dolayı hiç bir maliyet yapmadan kaba yeme ulaşıyorlar. Ülkemizde ise bazı bölgelerinde kaba yeme ulaşmak için tarlayı sürüp ekmek ve sulama yapmak bize ekstra maliyet oluşturuyor . Üreticinin hem gelir ve enerji kaybına yol açıyor.
Avrupada bugun genel itibari ili ryegras (reygras) ekiliyor nedenmi ? İklimine uygun oldugu için reygras ve variyeteleri soğuk iklim bölgelerinde iyi performans veriyor. Lolium Multiflorum ailesinden olan bitkiler serin havaları sever +25 den sonra iyi performans vermezler bu nedenle avrupalılar iklimlerine uygun bitki ekiyorlar. Avrupada yonca ekimi reygras otuna göre daha azdır.
Biz avrupalı gibi görünsekde kusura bakmayın genel itibari ile köklerimizin geldigi ve ülkemizin cografi konumu ASYA'dır. Orta asyadan göç eden atalarımız savaşcı civan mert olsada asıl amaçları iyi otlaklar bulup koyun ve keci sürülerini otlamakdı.Kısaca özeti Türkiye küçük baş ülkesidir.
Devletin bu iktidar ve önceki iktidarların milli bir tarım politikası olmadığından ülkemizi cografyasını ve jeolojisini düşünmeden küçük başdan büyük başa geçiş yaptık. Tarihlerini biraz okusalardı atalarının orta asyada göcebe bir millet olmalarını anlar ve en iyi bildigi şeyi sürdürürlerdi, 1980 yıllarında oldugu gibi orta doguya et ithal ediyor olurduk. Küçük başdan vaz gecişimiz damak lezzetimizide değiştirdi ve artık gencler kuzu eti kokuyor bahanesi ile tüketilmemeye başladı ve buda küçük baş üreticisini zora soktu. Bugun küçük başın yiyeceği otlar ile büyük baş besliyoruz ve ekonomik olmuyor.
Avrupalı iyi yanlarını kötü yanlarını görüp tarım politikalarını doğru bir şekilde planlamış. Bölgelere göre hayvanı ve kaba yemi üreticilere teşvik ederek sürdürebilir bir tarım ve hayvancılığı oluşturmuşlar ve başaralıları'nın meyvesinide hayvan ithal ederek alıyorlar.
Doğru tarım politikalarının yanı sıra üreticininde bilime yenilige açık olmasıdır. Ülkemiz yetiştiricisi hala atadan deden görme uygulamalarla tarım ve hayvancılık yapmakdadır.Tabiki babamızın dedemizin tecrübeleri değerlidir ama geçmişe çok takılmamak gereklidir.Üreticimizin bu atadan babadan görme sevdası tarım tvlerin açılması ile biraz kırılmışdır tvler farklı ve zeki yetiştiricileri program yaptırarak bu algıyı kırmıştır bunların başında Eşref şekerli , sencer solakoglu, Tahir yavuz hocamız gelir. Hayvana ve tarıma bakış değişsede yeterli değildir ama yeni nesil umudumuz çoktur.
Avrupada birinciyiz sözü siyasi içi boş bir sözdür. Eger bu sözün içini doldurmak istiyorsanız Asya cografyasında avrupalı gibi hayvan beslemeyeceksiniz. Ülkemizi iklim kuşaklarına ayırıp nerde süt hayvancılıgı nerde et hayvancılıgı ve nerde kücük baş yetiştirilecegini bilim ile tespit edip üreticiyi ona göre yönlendirmelisiniz. Israrla bu poltikayı sürdürürlerse köylerde bir avuç olan gençlerin hepsi şehirlere kaçar ve 70 yaşında hala koyun güden Hasam amcamın tabutunu sırtlayacak kimse kalmaz.